|
|
MUTLULUK
Sizin için en başta gelen şey nedir?
Çocuklarınızı büyütmek mi?
Bunu yapmak için hayatta kalmak zorundasınız.
İdealinizi gerçekleştirmek mi?
Bunun için de hayatta olmalısınız.
Dünyayı değiştirmek mi?
Gene hayatta olmalısınız.
Çok sâde çok açık bir biçimde baktığınızda bunu açıkça görürsünüz: Herhangi bir şey yapmak için önce bedeninizin var olması ve onu canlı tutmanız gerekir.
Bedeni canlı tutmak için ne yaparsınız?
Yer ve içersiniz, tehlikelere karşı korunmaya çalışırsınız. Bu tehlikeler bir hayvan ya da insanın saldırısı, bir hastalık, sel, deprem, kaza ve benzeri olabilir.
Şimdi bu satırları okuyorsunuz. Bedeni hayatta olan biri olarak şu an ve her an en çok neyi isterdiniz? Son model arabayı mı, bir evi mi, bol parayı mı, güzel ya da yakışıklı bir eşi mi, bir başka ülkede olmayı mı, başkalarının sizi saygıdeğer bulmasını mı, hep sağlıklı olmayı mı? Yoksa dünyanın kurtarıcısı olmayı mı?
En çok neyi isterseniz isteyin temel arzunuz " Her an mutlu olmak" değil mi? Hiçbir korku, sıkıntı, acı ve pişmanlık çekmemek ve hep mutlu olmak. Temel arzumuz budur.
Gerçekte insanoğlu her an mutlu mu?
Dikkatle baktığımızda açıkça görürüz ki değil.
Mutsuz iseniz ne yaparsınız? Hemen bir sigara mı yakarsınız, alkollü bir şeyler mi içersiniz, bir tanıdığınızla mı konuşursunuz, bir şeyler mi yersiniz, ağlar mısınız, bedeninize acı verici bir şeyler mi yaparsınız, uyuşturucu mu kullanırsınız,dua mı okursunuz? Bunlar veya bunların dışında başka bir şey yapınca mutlu oluyor musunuz? Yoksa bunları yaparak sâdece sizi mutsuz eden şeylerden mi kaçıyorsunuz?
Mutlu olduğunuzu söylediğiniz anlarda gerçekten mutlu musunuz? Yoksa yaşadığınız şey, korku, umutsuzluk, tatsızlık, gerginlik, sıkıntı, acı ve pişmanlıklar arasındaki bir boşluk mu?
Sahip olduğunuz bir şeyi başka insanlarda veya başka şeylerde aramak büyük bir yanılgıdır. Bunun gibi mutluluğu aramak ta insanoğlunun en büyük yanılgılarından biridir.
"Siz mutluluğa zâten sahipsiniz" demek bile yanlıştır.
Çünkü siz, mutluluğun kendisisiniz.
SİZ MUTLULUKSUNUZ.
Her türlü mutluluk arayışını hemen bırakın.
Arayışı bıraktığınızda mutlulukla tanışırsınız. Yâni kendinizle tanışırsınız. Göreceksiniz ki mutluluk, hiç kesilmeyen, beden dâhil her şeyden bağımsız ve ölümsüzdür.
   
NE GÜZELDİR
Kızgın kumlarda uzun uzun yattıktan sonra bedeni denizin serinliğine bırakmak...
Sabahları kızarmış ekmek kokusuyla uyanmak...
Bir doktor muayenehanesinin kapısından şüpheleri dağıtmış olarak sevinçle çıkmak...
Yaz sıcağında,bir öğle uykusunun mahmurluğunu buz gibi bir dilim karpuzla atmak...
Bir bahçenin önünden geçerken duyduğunuz hanımeli kokusu...
Sabah uyanıp o gün tatil olduğunu hatırlamak...
Yaşlı ana babanızın hâlâ çaldığınız kapının arkasında ya da hattın öbür ucunda olması.
NE GÜZELDİR
Fırından yeni çıkmış ekmeğin köşesi...
Bir köşede birbirine sarılmış uyuyan kedi yavruları...
Evinizden,pişmekte olan etli biber dolmasi kokusunun yayılması...
Soğuktan titrerken elinize tutuşturulan bir bardak çay...
Meteliksiz bir gününüzde çoktandır giymediğiniz ceketinizin cebinden para çıkması...
Uzun, sıcak bir çınaraltı.
Sabahtan beri ayağınızı vuran ayakkabıları çıkardığınız an...
Sudan bir sebeple küstüğünüz arkadaşınızla barışmanız...
NE GÜZELDİR
Dört gözle beklediğiniz bir haberin gelmesi...
Ağrının dinmesi...
Yıllar sonra bir gün bir yerde, çocukluğunuzda annenizin sizin için yaptığı kurabiyelere rastlamak...
Yağmurdan sonra, açan günes...
Buz gibi sokaktan sıcacık eve girmek...
Yorgunluktan bitmişken yatağa uzanmak...
Tuttuğunuz takımın ezeli rakibini yenmesi...
NE GÜZELDİR
Yıkanmış,ütülenmiş, mis gibi kokan yatak takımlarının koynunda uyumak...
Bir sandalın kenarına oturarak bacakları denize sallandırmak...
En sevdiğiniz yemeğin ilk lokmasını ağzınıza aldığınız an...
En önemlisi,nefes almak, konuşmak, duymak, yürümek, görmek,anlamak...
NE GÜZELDİR...
|
|
|
|
|
 |
|